Ok, I'm
aware that even fall is almost behind us (at least in the northern hemisphere)
and I'm sharing a post in which I wear a very summerish jumpsuit:) But after
instagram came into our lives, throwbacks became a thing, so please consider
this post as a throwback and excuse me for sharing this quite late:)
With this
note, I would like to share what I captured in my -not even two days- trip to
Nice and a quick and quite personal list of what to do/see in Nice in when
you're very tight on time.
Vieille
Ville: The old town of Nice with its cute Venice like streets. Just walk around
and get lost (if you can;) )
Promenade
des Anglais: The famous coastline of Nice. Take a walk, swim,
ride a bike or skate,...
Colline
du Château: A hilltop park named after a chateau that was
razed and never rebuilt. Either climb the stairs from the old town or take the
lift, but definitely visit this place for a great view of Nice and its
beautiful coastline, especially if you have a short time to spend in Nice.
Cours
Saleya: Who doesn't love flowers, like a lot of flowers, surrounded by cute Niçoise
buildings and cafés? Visit the flower and food market in Cours Saleya, which is
replaced with a flea market on Mondays!
Place
Garibaldi: Ok, this is not a place that you would find in the
tourist guides. But I really liked this square. I think it's thanks to the flea
market that was held in Place Garibaldi on the saturday I visited it (As I
researched, the flea market is held every 3rd saturday of each month. So, I was
lucky!), but you know I love antiques, second-hand, everything with stories!
(You can see the photos from the flea market below.)
Café de
Turin: This traditional seafood restaurant was apparently established in 1908
and is told to be the best oyster and seafood restaurant in town. It is at
Place Garibaldi. It was full when we were there in the midday and it is told to
be like that the whole time. I really liked the atmosphere too!
Chez René
Socca: As we saw the huge queue in front of this place, we were somehow drawn
to it. Chez René Socca is a small place where you can try traditional
Niçois specialities. It is a local gem, a truly unique Nice experience. Be
patient, wait in the queue, grab some socca and whatever makes you drool, order
a glass of vine or beer, even at the breakfast time, feel like a local!
La Maison
Auer: It takes just a couple of minutes to enjoy delicious chocolates,
confectionaries and a great interior. So just walk in, you won't regret!
Place
Massena, Promenade du Paillon: Place Massena is a simply
beautiful square in Nice. From there you can enter to the very big urban park
Promenade du Paillon and enjoy the city as locals do, especially the children:)
Or if you're more into shopping, from Place Massena you can enter Avenue Jean
Médecin which is the main shopping street of Nice.
Museums: There
are many great museums in Nice, but I need my time to visit museums and
exhibitions, so I spared them for my next visit! No advices on this, but if you
have more time than I had, definitely plan to visit a couple of the main
ones!
No
advices on nightlife, as we've spent our nights in Cannes and Monte Carlo which
I consider a good decision as I've read that there isn't really a nightlife in
Nice:)
__________
Neredeyse
sonbaharı bile arkamızda bıraktığımızın ve buna rağmen üzerimde pek yazlık bir
tulumla salındığım bir post paylaştığımın gayet farkındayım:) Ne var ki,
instagram hayatımıza girdiğinden beri instagram diliyle throwback güzel
Türkçe'mizle geçmişe dönüş hayatımızın normallerinden biri oldu. Hal böyleyken,
siz de benim bu postumu bir throwback sayıp, beni mazur görürsünüz diye ümit
ediyorum:)
Hazır
mazeretimi de iletmişken, iki gün dahi sürmeyen Nice seyahatimde, fotoğraf
makineme yansıyanlar ile hızlı ve birazcık da kişisel "Nice'de kısıtlı
zamanda neler görmeli/yapmalı" listemi de paylaşmak isterim. Belki
birilerine ilham olur, yol gösterir:)
Vieille
Ville: Nice'in Venedik'e benzeyen sokakları ve evleriyle
eski şehri. Bir ucundan girin, sokak sokak gezin, başarabilirseniz sokaklarında
kaybolmayı bile deneyebilirsiniz:)
Promenade
des Anglais: Nice'in pek meşhur sahil şeridi. İster baştan
sona yürüyün, ister yüzün, isterseniz bisiklete binin ya da paten kayın, buranın
keyfini nasıl çıkaracağınız tamamen size kalmış.
Colline
du Château: Adını yıkılmış ve bir daha da inşa edilmemiş
bir şatodan almış, Nice'in tepelerinden birine konuşlanmış bir park burası. İster
eski şehirden merdivenleri kullanarak buraya tırmanın, isterseniz de sahildeki
asansörle tepeye çıkın, ama ne yolla olursa olsun bu aziz tepeden Nice'e şöyle
bir bakın:) Nice'de az zamanda çok iş başarmak demek, işte tam da bu tepeye çıkıp,
harika Nice ve deniz manzarasının tadını çıkarmak, hap yapmak, bir dozda almak
demek:)
Cours
Saleya: Çiçekleri kim sevmez ki? Hele de bu çiçekler çeşit çeşit pek
çoksa, etrafında da tipik, tatlı Nice binaları yan yana sıralanmışsa... Nice'deyken
Cours Saleya'da kurulan çiçek ve gıda pazarını gezmeden dönmeyin. Bu pazar,
pazartesi günleri yerini bir bit pazarına bırakıyor, o da ikinci el meraklılarının
bilgisine.
Place
Garibaldi: Evet bu meydan öyle turist rehberlerinde bulabileceğiniz
bir adres değil, ama bana kendini pek bir sevdirdi. Bu sevginin, tam da bizim
orada olduğumuz cumartesi günü meydanda şahane bir bit pazarı kurulmasından
kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemel, zira antikayı, ikinci eli, hikayesi olan
herşeyi pek bir sevdiğimi biliyorsunuz:) Bu arada bu bit pazarı her ayın 3.
cumartesi kurulurmuş, ben de bunu tesadüfen yakalamakla pek bir şanslıymışım meğer:)
Café de
Turin: Place Garibaldi'deki bu geleneksel deniz ürünleri
restaurantı 1908'de açılmış olup, şehrin en iyi istiridye ve deniz ürünleri
restaurantı olduğu söylenegelmekte. Biz gün ortasında oradayken boş masa yoktu,
söylendiğine göre her gün, her saat de aynı vaziyetteymiş. Atmosferi de pek güzel, pek lokal, pek canlı!
Chez René
Socca: Eski şehrin
sokaklarında dolanırken, önündeki upuzun kuyruğuyla hemen dikkatimizi çeken Chez René Socca, geleneksel Nice tatlarını deneyebileceğiniz, küçük,
sevimli bir restaurant. Tam bir Nice tecrübesi yaşamak istiyorsanız, buraya
gelin, sabırla o upuzun sırayı bekleyin, kendinize biraz socca, biraz da
vitrindekilerden ne ağzını sulandırıyorsa onlardan söyleyin, minik masalarından
birine kurulup, saat sabahın körü de olsa yanına bir bira veya bir kadeh şarap
söyleyin. Tamam şimdi Nice'li gibi hissetmeye başlayabilirsiniz;)
La Maison
Auer: Harika bir çikolatayı, tatlıyı mideye yuvarlamak, ya da şahane bir
iç mekan görmek sadece birkaç dakikanızı alır. O yüzden gidin ve o birkaç dakikayı La
Maison Auer'e harcayın. Pişman olan da gelsin beni bulsun:)
Place
Massena, Promenade du Paillon: Place Massena, bakmalık
güzel bir meydanı Nice'in. Meydandan, oldukça büyük bir şehri parkı
olan Promenade du Paillon'a girip, şehri bir lokal, hatta lokal bir çocuk
gibi deneyimleyebilir, yeşilin tadını çıkarabilirsiniz. Yok yeşil sana kalsın,
hala bir çöp alamadık diyenlerdenseniz, yine Place Massena'dan şehrin ana alışveriş
caddesi olan Avenue Jean Médecin'a ilerleyebilir, ceplerinizi boşaltırken,
poşetlerinizi doldurabilirsiniz:)
Müzeler: Nice
birbirinden güzel müzeleriyle tam bir sanat şehri. Gel gör ki benim müze, sergi
gezmem biraz vakit alan ve o vakti ayırmayı da sevdiğim bir aktivite. O yüzden
tam olsun benim olsun diyerek, müze gezme işini bir sonraki seyahatime bıraksam
da sizin benden daha çok vaktiniz olursa, mutlaka şehrin müzelerinden birkaç
tanesini ziyaret edin.
Gece
hayatına gelince, biz gecelerimizi Monte Carlo ve Cannes'da geçirdiğimiz için
bu noktada pek yardımcı olamayacak olsam da, zaten Nice'in pek de kayda değer
bir gece hayatı olmadığını okuduğumu not ederek listemi bitireyim.
Jumpsuit: Vintage bought in Mauerpark Flea Market in Berlin, Sandals:
Mango, Bag: Bought in Rhodes Island, Greece, Necklace: Bought from a local
craftsman during a trip to the city of Gaziantep, Turkey, Sunglasses: Rayban
Clubmaster